Başbakan Yardımcısı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu Cenk Tosunoğlu’nun serbest bırakılmasının ardından açıklamada bulundu.
“Sevgili Cenk Tosunoğlu’nun başına gelenler, sadece bir gencin yaşadığı haksızlık değildir; bu, bir toplumun nasıl sistemli biçimde hedefe konduğunun, nasıl itibarsızlaştırılmak istendiğinin de açık göstergesidir.
Güney’de yaşanan bu tutuklama hadisesi, ardından gelen spekülatif haberler ve linç kampanyası, aslında bir zihniyetin yıllardır değişmeyen, kabullenemeyen, sindiremeyen bir zihniyetin tezahürüdür.
Cenk, masumdu.
Ama onu suçlu gibi göstermek isteyenler, sadece bir bireyi değil, bir kimliği yargılamak istediler.
O kimlik, Kıbrıs Türkü kimliğidir.
Rum tarafının bazı kesimlerinde hâlâ diri tutulan o üstten bakan, “ötekileştirme” anlayışı ne yazık ki bugün de kendini göstermektedir. Bu zihniyet, Kıbrıs Türkünü hâlâ kendi eşiti olarak görmemekte, kendi hukukuna, kendi vicdanına göre yargılamaya kalkmaktadır. Bu, sadece bir adli vaka değildir; bir zihniyet meselesidir.
Ancak beni asıl yaralayan, Rum’un ötekileştirici tavrından çok, bizim toplumumuzun kendi evladını böylesine kolay harcayabilmesidir.
Cenk’e yöneltilen ithamlar daha doğrulanmadan, sosyal medya üzerinden yapılan aşağılık linç girişimleri, bizlerin hangi noktaya geldiğini gösteriyor.
Kendi insanımıza, kendi kardeşimize güvenemez hale geldik.
Bir zamanlar birbirine omuz veren, birbirinin acısına koşan bir toplumduk. Şimdi bir paylaşım, bir söylentiyle birbirimizi yargılayan, dışlayan, yok eden bir topluma dönüştük.
Ama Cenk’in serbest kalması, bize bir gerçeği bir kez daha hatırlattı: Hakikat er ya da geç ortaya çıkar.
Ve bu hakikatin ışığında utanması gerekenler, Cenk’i suçlayanlar değil; onu suçlu görmekte acele edenlerdir.
Utanması gerekenler, Rum’un yarattığı algıya gönüllü olarak hizmet edenlerdir.
Kıbrıs Türkü, tarih boyunca haksızlıklara karşı dimdik durdu. Bugün de duracaktır.
Ne Rum’un ötekileştirici zihniyeti, ne de kendi içimizde yeşeren linç kültürü, bizi birbirimize düşman edemeyecek.
Biz, adaletin, vicdanın ve kardeşliğin tarafında kalacağız.
Cenk’in yaşadığı bu olay, bir uyarıdır.
Hem dışarıdaki zihniyete, hem de içimizdeki yozlaşmaya…
Eğer birbirimize güvenmez, birbirimizin yanında durmazsak; işte o zaman bizi asıl yenilgi bekler.
Ama biz, o yenilgiye teslim olmayacağız.”