Cumhurbaşkanı Ersin Tatar katıldığı bir Web TV programında, Kuzey Kıbrıs’ta sağlık, eğitim ve altyapı projelerini Türkiye’nin desteğiyle hayata geçirdiklerini belirtti. Güney Kıbrıs’ın dış müdahalelerle seçmeni yönlendirmeye çalışmasını kabul edilemez bulduğunu vurgulayan Tatar, 12 teknik komite kurduklarını ve Haspolat ile Akıncılar Kapıları’nın karşı tarafın zihniyeti nedeniyle açılamadığını söyledi.
Ersin Tatar, federasyon görüşmelerini tasvip etmediklerini belirterek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenliğini savunduklarını vurguladı.
Tatar, Kıbrıs sorununa dair siyasetin seçim dönemlerinde farklılaştığını ifade ederek, “Kıbrıs’ta cumhurbaşkanı değişecek, biz geleceğiz ve federasyon meselesiyle Kıbrıs sorununu çözeceğiz’ dediler. Hep böyle oldu. Şimdi seçim zamanı, bakıyorum, hafif yumuşamalar var. Siyaseti değiştirmeye çalışıyorlar, seçmene oynuyorlar. Herkes net olacak, halkla dürüst olacak, halka doğruları söyleyecek” dedi.
Tatar, pasaport konusunda yapılan iddialara sert tepki göstererek, “Bu pasaport meselesi asla mümkün değil, ‘Tatar bunu hiç gündeme getirmedi’ diye yalan söylüyorlar. Ayıp ve günahtır. Ben her toplantıda bunu gündeme getirdim. Çünkü buradaki seçmenin, buradaki insanların hassasiyetlerini biliyorum. Aynı sınıfta okuyan bir çocuk pasaport alabiliyor, diğer çocuk alamıyor. Ne için? Çünkü annesinin, babasının bir tarafı Türkiye kökenliymiş. Vermiyorlar.” ifadelerini kullandı.
“NİYETLERİ KÖTÜ”
New York’ta yapılan görüşmelere de değinen Tatar, “Yanımda Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı, karşımda Yunanistan’ın Dışişleri Bakanı vardı. Dedim ki, ‘Nasıl böyle bir ayrımcılık yapıyorsunuz? Bir Avrupa devleti olarak siz, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak siz, bunu nasıl kabul edersiniz?’ Yunanistan Dışişleri Bakanı hukuk profesörü. ‘Siz nasıl böyle bir ayrımcılık yapıyorsunuz Avrupa Birliği olarak?’ dedim. Hiç cevap vermediler. Çünkü niyet kötü. Niyet, Kuzey Kıbrıs hükümetinin birlik ve beraberliğini bozmak” ifadelerini kullandı.
Tatar, Güney Kıbrıs’ın yıllardır bu anlayışla hareket ettiğini belirterek, “Orada anlayış şu: Türkiye işgalcidir, getirdikleri de işgalcilerdir. Bu çok acımasız bir siyaset. Bu mesele yıllarca gündemde oldu” dedi.
“SİYASETTEKİ DURUŞUM AÇIK VE NETTİR”
Cumhurbaşkanı, siyasetteki duruşunu net bir şekilde ortaya koyarak, “Herkes konuşacak, görüşecek, anlatacak ama dürüst olmak lazım. Böyle boş vaatlerle insan kandırmakla bu işler olmuyor. Benim siyasetteki duruşum açık ve nettir. Ben iki devlet diyorum. Biliyorum bunun zorluğunu” dedi.
Tatar, uluslararası platformlardaki faaliyetlerini anlattı: “Ben çok aktif bir cumhurbaşkanı oldum. Halkın içinde oldum, ekonomik örgütlerle, sanayiyle, ticaretle, spor camiasıyla yakın ilişkilerim oldu. Türk Devletleri Teşkilatı’nda Kuzey Kıbrıs bayrağımızı temsil ettim. Ekonomik İş Birliği Teşkilatı’nda, en son Şuşa’da yapılan toplantıda konuşma yaptım. O toplantıda Türk Devletleri’nin yanı sıra Pakistan, Tacikistan ve İran cumhurbaşkanları da vardı. Yine İslam İşbirliği Teşkilatı’nda, en son Gambiya’da benzer bir katılımımız oldu.”
Türkiye’nin tam desteğiyle bu başarıları elde ettiklerini vurgulayan Tatar, “Her toplantıda ben orada oturuyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cevdet Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı yetkilileri bunların bizim dönemimizde bir başarı olduğunu söylüyorlar. Çünkü yeni bir sayfa açıldı” dedi.
Tatar, federasyonla ilgili olarak şunları söyledi: “Free Negotiable dedikleri, yani serbestçe pazarlık edilebilecek ve her iki tarafın onaylayacağı bir anlaşmadır. Kabul edilebilecek anlaşma, referandumlarla onaylanacaktır. Dolayısıyla tüm güvenlik konseyi kararları hâlâ federasyondan başlar ama artık çağ dışıdır ve hiçbir hükmü yoktur. Bizim rızamız olmadan bir anlaşma olamaz. Kıbrıs Türk Halkı, bu rızayı değerlendirirken mutlaka Türkiye ile birlikte hareket etmek zorundadır. Çünkü bu dava, Türkiye ile birlikte yürütülen ortak bir davadır.”
“KUZEY KIBRIS TÜRK HALKININ GÜVENLİĞİ TÜRKİYE GARANTÖRLÜĞÜNDE SAĞLANIR”
Geçmişten örnekler veren Tatar, “1978’de yaşananlar belli. Kıbrıs Türk Halkı esas unsurdur ama Türkiye ile birlikte coğrafyaya ve güç dengelerine baktığımızda, Kuzey Kıbrıs Türk Halkı’nın teminatı, güvenliği ve varlığının güvencesi Türkiye garantörlüğünde sağlanır. Bu tartışmaya açık değildir. Benim siyasetim onurlu ve milli bir siyasettir. Türkiye Cumhuriyeti bu siyaseti tam desteklemektedir. Türkiye’nin kurumları, Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve diğer birimleri yeni siyaseti bütün olarak desteklemektedir” dedi.
Tatar, federasyon tartışmalarına ilişkin, “Federasyonda egemenlik vardır. Kıbrıs en fazla Federal Cumhuriyeti olabilir ama Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve onun yasalarını yok sayamazlar. 1960 yılında verilen haklar da halen geçerlidir” ifadelerini kullandı.
Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik yapısına değinen Tatar, “Kuzey Kıbrıs’ı sektörler, turizm, yüksek öğrenim, sanayi bölgeleri, tarım, hayvancılık, inşaat ve teknoloji alanlarında değerlendiriyoruz. Dijital dönüşüm ve fiber optik yatırımlarla adayı bir bilişim adası hâline getirebiliriz. Yazılım şirketleri kurulabilir ve t-learning gibi dünya hizmet ihracatı yapılabilir. Türkiye’nin desteği ve güçlü bir zemin üzerinde ekonomik başarılar inşa edilebilir. Eğer bu zemin kaybolursa veya Türkiye’nin garantörlüğü tartışmaya açılırsa, büyük sıkıntılar yaşanır” dedi.
Tatar, sağlık, eğitim ve altyapı projelerine de dikkat çekerek, “Böylesi bir coğrafyada Türkiye’nin desteği ve işbirlikleriyle ekonomik, sosyal ve geleceğe yönelik projeleri hayata geçirebiliriz. Sağlık ocakları, hastaneler, yollar, çevre yolları, dijital dönüşüm yatırımları pandemiden sonra çok önem kazandı. Dünyada İngiltere, Fransa ve ABD’de hükümet değişiklikleri yaşanıyor; savaşlar, krizler ve doğal afetler var. Buna rağmen Kuzey Kıbrıs Hükümeti dimdik ayakta ve ekonomiyi yönetebiliyor. Zaman zaman borçlanmalar olabilir ama makro ekonomik dengeler sağlanabiliyor” ifadelerini kullandı.
Güney Kıbrıs’ın dışarıdan gelen mesajlarla seçmeni yönlendirmeye çalışmasını kabul edilemez bulan Tatar, “Cumhurbaşkanlığında 12 teknik komite kurdum. Bu komiteler federasyonu çağrıştırmıyor, iki devletli iş birliğini güçlendirmeyi amaçlıyor. Mart ve Temmuz aylarında şehirlerde, Cenevre ve New York’ta yaptığımız görüşmelerde de bu amacı vurguladım. Kapılar, ekonomi, kültürel miras, çevre, iklim değişikliği, afet yönetimi gibi konular üzerinde çalışmalar yürütüldü. Ayrıca gençler için kurulan teknik komiteyle 32 genç fikir alışverişinde bulunuyor ve Kıbrıs Türk halkının gerçek temsilcilerini oluşturuyor” dedi.
“KARŞI TARAFIN ZİHNİYETİ NEDENİYLE KAPILAR AÇILAMIYOR”
Tatar, Haspolat ve Akıncılar Kapıları’nın masada olduğunu belirterek, “Karşı tarafın zihniyeti nedeniyle kapılar açılamıyor, Güney Kıbrıs’ta aşırı radikal unsurlar yükseliyor. Aşırı milliyetçilik gibi” ifadelerini kullandı.
“EGEMENLİĞİMİZ PAZARLIK KONUSU OLAMAZ”
Tatar, egemenliğe dayalı olarak doğrudan uçuş, ticaret ve temas haklarını hayata geçirdiklerini belirterek, “Kıbrıs Türk halkının özünden gelen hakları vardır. Bu halk ambargolar ve kısıtlamalara rağmen direndi. Egemenliğimiz pazarlık konusu olamaz” dedi.
Tatar, geçmişten bu yana savunduğu vizyonu da dile getirerek, “Çocukluğumdan beri bu vizyonu savundum. 35 dergide yayınlanan makalelerde iki devletli çözümün en doğru çözüm olduğunu savundum. Bugün de aynı görüşü sürdürüyorum” dedi.
“SON 40 GÜN ÇOK ÖNEMLİ, ANKETLERDE NET BİR TABLO YOK”
Cumhurbaşkanı, anketlerde net bir tablo olmadığını belirterek, “Birkaç puan oynayabilir, ama önde olan bir aday belirgin değil. Son 40 gün çok önemli. Seçim şimdi başlıyor ve herkes sahaya inecek” dedi.
Tatar, Güney Kıbrıs ile her zaman yapıcı ilişkilerden uzak durmadıklarını ancak resmi müzakere masasına oturamadıklarını vurgulayarak, “Nisan 2021’de yeni siyasetimizi sunduk: Federasyon görüşmelerini tasvip etmiyoruz, tüketilmiştir. Yeni sayfanın adı Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü, yani egemenliğimizin kabulüdür” dedi.
Cumhurbaşkanı, 27 Eylül’de New York’ta uluslararası görüşmelerde bulunacağını ve halkı bilgilendireceklerini belirtti.