“Federal çözüm” görüşmeleri artık gerçek bir çıkış yolu değil

GÜNDEM

Yazar: Nadir Azeri – Emektar Gazeteci Tarih: 4 Kasım

Bu inkâr edilemez bir gerçektir ki, bugün küresel arenada yoğun siyasi ve diplomatik mücadelenin sürdüğü alanlardan biri de Kıbrıs adasıdır. Çünkü dünyanın, daha doğrusu Batı’nın bu adaya bakışında ikili standart yaklaşımı açık biçimde görülmektedir. İşte bu durumun bir sonucu olarak, Kıbrıs Türklerinin devlet kurma hakkı hâlâ tanınmamaktadır. Üstelik bununla da yetinilmemekte, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) karşı haksız yere uygulanan ambargolar devam etmektedir.

Bilindiği üzere, son beş yıl içinde Batı’nın bu tutumuna karşı Türk dünyasına daha yakın bir siyaset izleyen 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu yönde önemli başarılar elde etmiştir. Türkiye ve Azerbaycan’ın desteğiyle, KKTC ilk kez hem İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 17. Zirvesinde hem de Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi’nin 12. Zirvesinde kendi bayrağı ve Cumhurbaşkanı düzeyinde temsil edilmiştir.

Tüm bu gelişmelerin ardından bekleniyordu ki, 19 Ekim 2025 tarihinde KKTC’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ersin Tatar yeniden seçimi kazansın. Ancak beklentiler gerçekleşmedi. Seçimde esas yarış Ersin Tatar ile Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman arasında geçti ve oyların yaklaşık %62,76’sını alan Tufan Erhürman seçimin galibi oldu. Bu sonuç bazı soruları da beraberinde getirdi. İşte biz de bu sorulara yanıt bulmak için KKTC’nin 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile BAYRAQDAR MEDYA adına özel bir röportaj gerçekleştirdik.

“Kararlılıkla ifade ettik ki, Kıbrıs Türk halkı kendi devletiyle, sınırlarıyla, egemenliğiyle vardır ve bu hak tüm dünya tarafından tanınmalıdır”

Öncelikle geçen beş yıldaki siyasetini özetleyen Ersin Tatar, şu ifadeleri kullandı:

“Bildiğiniz gibi, 2020 yılında KKTC Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Kıbrıs meselesinde ‘iki egemen, eşit devlet’ modelini savundum. Yıllarca yürütülen ancak hiçbir sonuç alınamayan ‘federal çözüm’ müzakerelerinin artık gerçek bir çıkış yolu olmadığını tüm dünyaya ilan ettik. Aynı zamanda kararlılıkla ifade ettik ki, Kıbrıs Türk halkı kendi devletiyle, sınırlarıyla, egemenliğiyle vardır ve bu hak tüm dünya tarafından tanınmalıdır.

Bu doğrultuda, Anavatan Türkiye ile birlikte sürekli adımlar attık. Cumhurbaşkanlığım döneminde KKTC’nin Türk dünyasıyla daha güçlü bağlar kurması, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olarak süreçlerde aktif yer alması için kararlı girişimlerde bulunduk. KKTC, Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye oldu. Ayrıca, TDT çatısı altında düzenlenen birçok etkinlikte yer aldık. Bu nedenle Türkiye’ye, kardeş Azerbaycan devletine, halkına ve kardeşim, Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e özellikle teşekkür ediyorum.

Sayın Aliyev’in davetiyle, hem İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesinde hem de Qəbələ’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı 12. Devlet Başkanları Zirvesinde, kendi bayrağımız ve devlet başkanımız düzeyinde temsil edildik.”

“Halkımız oy verirken sadece dış politikayı değil, iç meseleleri de dikkate almış”

Belli ki, seçim öncesinde yapılan kamuoyu yoklamalarında, Kıbrıs Türk halkının ‘iki devletli çözüm modelini’ desteklediği açıkça görülüyordu. Bu nedenle, halkın bu modelin mimarı olarak Ersin Tatara yeniden güven göstereceği düşünülüyordu. Ancak bu gerçekleşmedi.

Bunun nedenine dair soruya Ersin Tatar şu yanıtı verdi:

“Seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı olarak yine iki devletli çözüm siyasetini savundum. Halkımızın yeniden teveccüh göstermesi halinde bu politikayı sürdürme kararlılığında olduğumu belirttim. Ancak, sizin de söylediğiniz gibi bu, sandığa aynı şekilde yansımadı.

Halkımız oy verirken sadece dış siyasete değil ayni zamanda iç meseleleri de dikkate almış. Mevcut koalisyon hükümeti son 5 yıldır iktidarda ve görülüyor ki yaşanan ekonomik sıkıntılar da halk arasında bir değişim arzusu yaratmış”

Tatar ayrıca, iki devletli çözüm yolunun en doğru politika olduğuna inandığını vurguladı:

 “Ancak 2 Devletli çözümün en doğru siyaset olmasına rağmen maalesef içteki bazı önemli sıkıntılar, KKTC’nin tanınmamışlığının yarattığı belirsizlik de bir değişim talebi doğurmuştur”.

“KKTC–Azerbaycan ilişkileri bundan sonra da sürdürülmeli, hatta daha da geliştirilmelidir”

KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler hakkındaki soruya Ersin Tatar şu cevabı verdi:

“2020-2025 döneminde ilk kez Azerbaycan ile resmi temaslarımız başlamış, benim Cumhurbaşkanı düzeyinde ziyaretlerim ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile resmi görüşmelerim tarihe geçmiştir. Yine Türk Devletler Teşkilatı içerisinde katıldığım toplantılar da tarihi anlamda büyük başarılardır. Kanaatim odur ki, KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler bundan sonra da kararlılıkla devam etmeli, hatta daha da ileriye taşınmalıdır”.

“Şimdilik yeni dönem için herhangi bir karar vermiş değilim”

“Peki, bundan sonra çalışmalarınızı hangi alanda sürdürmeyi düşünüyorsunuz?” sorusuna Tatar şu şekilde yanıt verdi:

“Yaklaşık yirmi yıla yakın bir siyasi hayatımda halkıma ve devletime beş yıla yakın Maliye Bakanı, iki yıla yakın Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı ve Başbakan, son beş yılda ise Cumhurbaşkanı olarak hizmet etmek benim için büyük bir onurdur.

Bundan sonraki dönem için şimdilik herhangi bir karar vermiş değilim. Ancak KKTC’nin 5. Cumhurbaşkanı olarak her platformda ülkemi tanıtmak ve haklı mücadelemizi savunmak için uğraşlarım devam edecek”.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.