Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, AP Başkanı Metsola’nın Kıbrıs Türk tarafıyla görüşmemesini “tek yanlı temas” olarak nitelendirerek AB’nin 2004’teki tutumunun etkilerinin sürdüğünü savundu.
Özersay, Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola’nın Kıbrıs ziyaretinde yalnızca Rum tarafıyla temas kurmasını eleştirerek, bu yaklaşımın Kıbrıs Türk tarafını dışlayan tek yönlü bir tablo yarattığını söyledi.
Metsola’nın Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile görüşmemesinin dikkat çekici olduğunu belirten Özersay, Rum siyasi partileriyle yapılan görüşmelerin Kıbrıs Türk siyasi partileri için aynı şekilde gerçekleşmemesini de vurguladı.
Özersay, Metsola’nın Rum tarafında düzenlenen ve aşırı milliyetçi eğilimlere sahip bir siyasi parti tarafından organize edilen etkinliğe katılmasının da sorgulanması gerektiğini ifade etti. Bu durumun, Kıbrıs uyuşmazlığıyla ilgili hassasiyet ve önerilerin yalnızca tek pencereden dinlendiğini gösterdiğini dile getirdi.
AB’nin 2004’teki tutumunun gölgesinde hareket etmeye devam ettiğini savunan Özersay, “Sonra neden AB’ye güven duyulmadığını soruyorlar” dedi. Ayrıca, ziyareti Rum tarafının dönem başkanlığına bağlayan yorumlara karşı çıkarak, Cumhurbaşkanı ile görüşmenin Brüksel’de değil Kıbrıs’ta da mümkün olduğunu ileri sürdü.
Özersay’ın paylaşımının tamamı şöyle:
“Avrupa Parlamentosu Başkanı sayın Metsola Kıbrıs’a kadar geliyor, Hristodulides ile görüşmesine rağmen ZAHMET EDİP Cumhurbaşkanı Erhürman ile görüşmüyor, Kıbrıs uyuşmazlığının taraflarından biri olan Kıbrıs Türk tarafının seçilmiş temsilcisinin görüşünü dinleme ihtiyacı hissetmiyor.
Kıbrıs Rum siyasi parti yetkilileri ile bir araya gelip görüşüyor ama Kıbrıs Türk siyasi partileri ile herhangi bir temas kurmuyor, görüşlerini dinleme ihtiyacı hissetmiyor. Rum siyasetinde yükselişte olan aşırı milliyetçi radikal sayılabilecek bir siyasi partinin Kıbrıs Rum kayıpları ile ilgili yaptığı etkinliğe katılıyor.
Özetle bu uyuşmazlıkla ilgili görüş, hassasiyet, beklenti , öneri ve değerlendirmeler açısından TEK YANLI bir temas yapmayı tercih ediyor. Avrupa Birliği 2004’te yapmış olduğu hatanın TUTSAĞI olmuş durumda. Sonra da neden AB’ye güven duyulmuyor ya da sürece dahil olmasına neden karşı çıkılıyor diye soruyorlar!
Şimdi kimse çıkıp Rumların AB dönem Başkanlığı çerçevesinde ziyarete gelmişti o nedenle bizim taraf ile görüşmedi demeye kalkmasın lütfen. Böyle boş ve saçma argümanlara karnımız tok bizim.
Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşebilmeleri için illa Tufan beyin Brüksel’e gitmesi mi gerekiyor? Her konuda değilse bile bu konuda AB bir kez daha çuvallamış durumda ve maalesef önümüzdeki altı ay boyunca Rum tarafının dönem Başkanlığı sırasında neler yaşanabileceğinin ilk işaretleri adeta…