Özersay: Uluslararası Hukuk Sahada Değil, Raflarda

GÜNDEM

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, uluslararası politikada devletlerin tanınması ya da tanınmaması kararlarının artık uluslararası hukuk ilkeleri, tutarlılık ya da değerler üzerinden değil, stratejik çıkarlar temelinde şekillendiğini vurguladı.

Özersay, yaptığı açıklamada Afrika kıtasından güncel örnekler üzerinden küresel siyasetteki çifte standartlara dikkat çekti.

Batı Sahra örneğini hatırlatan Özersay, Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği tarafından self-determinasyon hakkı genel olarak desteklenmesine rağmen, ABD ve İsrail’in Fas’ın toprak bütünlüğünü esas alarak Batı Sahra’yı Fas’ın parçası olarak gördüğünü belirtti. Bu yaklaşımın, Batı Sahra’da bağımsızlık referandumu ihtimalini fiilen ortadan kaldırdığını kaydeden Özersay, söz konusu tercihte fosfat diplomasisi ve Fas’ın İbrahim Anlaşmaları’na katılımı gibi stratejik unsurların belirleyici olduğunu ifade etti.

Afrika’nın doğusunda ise bunun tam tersinin yaşandığını belirten Özersay, İsrail’in Somali devletinin toprak bütünlüğünü yok sayarak Somaliland’ı resmen tanıdığını söyledi. Somaliland’ın 1960’ta bağımsız bir devlet olarak ilan edildiğini ve kısa süreli de olsa bazı ülkeler tarafından tanındığını hatırlatan Özersay, buna rağmen 1990’lı yıllardan bugüne kadar hiçbir devlet tarafından resmen tanınmadığını vurguladı. İsrail’in bu adımının, Yemen’deki gelişmeler, Etiyopya’nın denize çıkış arayışı, Türkiye’nin Somali’deki askeri varlığı, Süveyş Kanalı’nın stratejik önemi ve Müslüman bir ülkenin İsrail’i tanımasının yaratacağı siyasi etki gibi çok sayıda stratejik gerekçeyle bağlantılı olduğunu kaydetti.

Özersay, benzer bir yaklaşımın Ukrayna konusunda da görüldüğünü belirterek, ABD öncülüğünde Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü yok sayan toprak tavizi pazarlıklarının yürütüldüğünü, ayrıca ABD’nin Danimarka’dan Grönland’ı talep etmesini ve Panama Kanalı üzerindeki taleplerini örnek gösterdi.

Uluslararası politikadaki gidişatın son derece net olduğunu vurgulayan Özersay, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Devletlerin tanınması ya da tanınmaması artık uluslararası hukukun temel ilkeleriyle, tutarlılıkla ya da duygusal ve naif referanslarla değil; çıkar ve stratejik hesaplarla belirleniyor. Dünya bu yönde ilerlerken, bizim hâlâ aynı ezberleri sürdürerek akıntıya kürek çekmeye çalışmamız ciddi bir yanılsama olur. Bu gerçeği doğru okuyamazsak, yeni hayal kırıklıkları kaçınılmazdır.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.