Kanlıköy ve Gönyeli barajlarının taşmasıyla birlikte yıllardır akış göstermeyen derelerin yeniden aktif hale gelmesi, Kanlıköy, Yenikent ve Gönyeli Batıkent başta olmak üzere birçok yerleşim bölgesinde ciddi su taşkınlarına neden oldu. Kısa süre içinde düşen yoğun yağışın yarattığı yüzey akışı, çevresel etkilerin yanında halk sağlığı açısından da ciddi bir tehdit oluşturdu.
Biyologlar Derneği, bölgelerde yaşanan taşkınların ardından kapsamlı bir halk sağlığı uyarısı yayımlayarak, acil önlem alınması gerektiğini vurguladı. Dernek, taşkın sularının kanalizasyon sistemleri, foseptikler, çöpler ve hayvansal-organik atıklarla karışması sonucu mikrobiyal yükün arttığına dikkat çekti. Özellikle ağıllardan taşan dışkı ve atıkların suya karışması, E.coli, Salmonella, Campylobacter ve Leptospira gibi patojenlerin yayılım riskini ciddi şekilde yükseltiyor. Bu durum; ishal, gastroenterit, cilt enfeksiyonları ve kontamine gıdalar aracılığıyla Hepatit A gibi hastalıkların görülme ihtimalini artırıyor.
Dernek, taşkın suyunun yalnızca biyolojik değil kimyasal açıdan da tehlikeli olduğuna işaret etti. Tarım alanlarından sürüklenen pestisit ve gübre kalıntıları, yollardan gelen yakıt ve ağır metaller, ağıllardan karışan amonyak ve nitrat birikimi; taşkın suyunun toksik özellik kazanmasına yol açarak toprağı ve yeraltı sularını uzun vadede riske sokuyor.
Su basan ev ve iş yerlerinde 24–48 saat içinde küf ve mantar kolonilerinin oluştuğunu belirten Biyologlar Derneği, bu durumun solunum yolu hastalıklarını tetikleyebileceğini vurguladı. Yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olan bireyler için riskin daha yüksek olduğu bildirildi.
Taşkınların çevresel etkilerine de değinilen açıklamada, sürüklenen çöplerin drenaj hatlarını tıkadığı, sokak hayvanlarının yerlerinden ettiği ve zoonotik hastalık riskinin büyüdüğü ifade edildi. Dernek ayrıca, doğal yaşam alanları su altında kalan kaplumbağa ve diğer yaban canlılarının yoğun trafik hatlarına yönelmesi nedeniyle hem canlı kayıplarının arttığını hem de trafik güvenliğinin tehlikeye girdiğini belirtti.
Dernek, halkın yalnızca güvenilir içme suyu kaynaklarını kullanmasını, sel suyuna temas eden gıdaların tüketilmeden önce mutlaka temiz suyla yıkanmasını, taşkın suyu giren alanlarda hızlı kurutma ve dezenfeksiyon yapılmasını önerdi. Kişisel hijyen uygulamalarının aksatılmaması gerektiği özellikle vurgulandı.
Kurumlara yönelik çağrıda ise vektör kontrolü, drenaj sistemlerinin temizlenmesi ve kirli su kaynaklarının izolasyonu gibi işlemlerin gecikmeden yapılması gerektiği belirtildi. Biyologlar Derneği, işbirliğine açık olduğunu ve bilimsel değerlendirmeleri ihtiyaç duyuldukça kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğini duyurdu.