Petrol fiyatları, Rusya-Ukrayna geriliminin sürmesi ve ABD ham petrol stoklarının beklentilerin aksine artmasının etkisiyle Salı günü Asya seansında yatay bir görünüm sergiledi. Önceki seansta yaşanan sert yükselişin ardından Brent petrol 61,98 dolar, ABD ham petrolü (WTI) ise 58,11 dolar seviyelerinde işlem gördü.
Türkiye saatiyle 06.42 itibarıyla Şubat vadeli Brent petrol vadeli işlemleri yüzde 0,1 artışla varil başına 61,98 dolara yükselirken, WTI ham petrol vadeli işlemleri de yüzde 0,1 artarak 58,11 dolardan işlem gördü.
Her iki kontrat da, ABD öncülüğünde Rusya ile Ukrayna arasında yürütülen barış görüşmelerini canlandırma çabalarının sonuçsuz kalmasının ardından pazartesi günü yüzde 2’nin üzerinde yükselmişti.
Rusya-Ukrayna gerilimi sürüyor
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Kremlin’in Putin’in konutlarından birine yakın gerçekleştiğini öne sürdüğü Ukrayna’ya ait insansız hava aracı saldırıları sonrası Moskova’nın müzakere pozisyonunu gözden geçireceğini söyledi.
Ukrayna, Putin’i hedef aldığı yönündeki iddiaları reddederken, bu açıklamalar kısa vadede gerilimin azalacağına dair beklentileri zayıflattı ve çatışmanın gelecek yıla kadar sürebileceği endişelerini artırdı.
Trump’ın İran açıklamaları endişeleri artırdı
Jeopolitik riskler, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a yönelik sert açıklamalarıyla daha da tırmandı. Trump, İran’ın nükleer programını yeniden inşa etmeye çalışması halinde ABD’nin bu ülkeye yeniden saldıracağını söyledi.
Bu açıklamalar, küresel petrol arzı açısından kritik öneme sahip Orta Doğu’daki kalıcı gerilimlere dikkat çekti. Piyasalarda, büyük üreticileri kapsayabilecek olası arz kesintileri ya da misilleme adımlarına yönelik endişeler yeniden gündeme geldi.
ABD stokları beklentileri boşa çıkardı
Arz cephesinde yatırımcılar, Noel tatilleri nedeniyle gecikmeli yayımlanan ve 19 Aralık’ta sona eren haftaya ait ABD Enerji Bilgi İdaresi (EIA) verilerini değerlendirdi.
Verilere göre ABD ham petrol stokları yaklaşık 405 bin varil arttı. Bu artış, piyasaların stoklarda düşüş beklentisini boşa çıkardı. Benzin ve distile yakıt stoklarında da artış kaydedilmesi, talebin görece zayıf seyrettiğine ya da rafineri üretiminin güçlü olduğuna işaret etti.
Önümüzdeki dönemde piyasa oyuncuları, 2026 başına yönelik talep görünümü ve arz politikalarını değerlendirmek için Doğu Avrupa’daki diplomatik girişimlere dair sinyallerin yanı sıra ABD’den gelecek ekonomik verileri ve OPEC+’ın yönlendirmelerini yakından takip edecek.
