KKTC’nin 42. Kuruluş Yıldönümünde “Egemenlik ve Varoluş” Vurgusu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 42. kuruluş yıldönümü dolayısıyla açıklama yapan DP Genel Sekreteri ve Girne Milletvekili Serhat Akpınar, 15 Kasım’ın Kıbrıs Türk Halkı için varoluşun, egemenliğin ve uluslararası hukuk çerçevesindeki kendi kaderini tayin hakkının en güçlü sembollerinden biri olduğunu belirtti.

Akpınar, KKTC’nin ilanının geçmişte yaşanan acı tecrübelerin, saldırıların ve haklı mücadelenin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, Kıbrıs Türk Halkı'nın 1963–1974 yılları arasında sistematik saldırılar, zorunlu göç, izolasyonlar ve ekonomik-sosyal kuşatmalar yaşadığını hatırlattı.

“1974, Kıbrıs Türk Halkı için bir kurtuluş ve varoluş tarihidir”

15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası’nın Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı zorla devirmesi ve adayı Yunanistan’a ilhak etme girişiminin uluslararası hukuka aykırı bir işgal teşebbüsü olduğunu söyleyen Akpınar, EOKA ve Yunan unsurları tarafından Kıbrıs Türklerine yönelik saldırıların bu dönemde yeniden başladığını aktardı.

Akpınar, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1960 Garanti Antlaşması’ndan doğan yetkisini kullanarak 20 Temmuz 1974’te Barış Harekâtı’nı başlattığını belirterek:

• Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasının engellendiğini,

• Kıbrıs Türklerinin yaşam hakkının korunduğunu,

• Ada’ya barış ve istikrarın geldiğini

ifade etti.

“KKTC’nin ilanı meşru bir haktır”

1974 sonrasında federal çözüm için yıllarca müzakere sürdürüldüğünü ancak Rum tarafının her defasında masadan kaçtığını hatırlatan Akpınar, Kıbrıs Türk Halkı’nın kendi kaderini tayin hakkını kullanarak 15 Kasım 1983’te KKTC’yi ilan ettiğini söyledi.

BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı kararlarının “siyasi nitelikli olduğunu” belirten Akpınar, bu kararların Kıbrıs Türk Halkı’nın yaşadığı gerçekleri ve yıllarca maruz kaldığı saldırıları yok saydığını vurguladı.

“Federasyon zemini çökmüştür; yeni süreç egemen eşitlik temelindedir”

Akpınar, 2004 Annan Planı’nda Kıbrıs Türklerinin ezici çoğunlukla “Evet”, Kıbrıs Rumlarının ise “Hayır” dediğini; buna rağmen AB’nin Rum tarafını tek yanlı olarak üyeliğe kabul ederek büyük bir siyasi adaletsizliğe imza attığını belirtti.

2017 Crans-Montana sürecinin de Rum tarafının uzlaşıyı reddetmesiyle çöktüğünü vurgulayan Akpınar, Ada’daki yeni müzakere zemininde “egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü” yaklaşımının temel alındığını ifade etti.

“Devletimizden geri adım atmayacağız”

Serhat Akpınar açıklamasında, KKTC’nin:

• Egemenliğini,

• Devlet düzenini,

• Siyasi eşitliğini

asla tartışmaya açmayacağını vurguladı.

Kıbrıs Türk Halkı’nın kurduğu Cumhuriyete sonsuza kadar sahip çıkacağını ifade eden Akpınar, Ada’da karşılıklı saygıya ve devlet–devlet ilişkilerine dayalı barışçıl bir geleceğin mümkün olduğuna inandıklarını söyledi.

Kıbrıs Türk liderlerine ve şehitlere saygı

Akpınar mesajında:

• Dr. Fazıl Küçük,

• Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş,

• Şehitler

• ve gazileri

rahmet ve minnetle andı.

“KKTC ilelebet yaşayacaktır”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 42. kuruluş yıldönümünü kutlayan Serhat Akpınar, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Mehmetçiğe “devletin varlığına güç katan destekleri” için şükranlarını sundu.

Akpınar sözlerini,
“KKTC ilelebet yaşayacaktır.”
ifadesiyle tamamladı.