KTEZO Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, devletin ‘kamu çalışanı ödenirse her şey düzelecek’ tutumunda olduğunu kaydederek, “Bu tutum bizi dibe vurdurdu” dedi. Tulga ayrıca, insanların yeniden borçlanacak kapasitesinin olmadığını vurguladı.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO) Başkanı Hürrem Tulga, Kıbrıs Postası’nda yayınlanan ‘Günün Haberi’ isimli programda soruları yanıtladı.
“KARARLAR ÇÖZÜM ÜRETMENİN ÇOK ÖTESİNDE”
TL’nin değer kaybı sonrası hükümetin aldığı kararların ezbere alınan kararlar olduğunu belirten Hürrem Tulga, borçların çoğaldığını kaydederek, kararların, çözüm üretmenin çok ötesinde kararlar olduğunu ifade etti.
Hükümetin açıkladığı 100 bin TL’lik krediye işaret eden Tulga, krediye ilginin olmadığını belirtti. Borçların arttığını aktaran Tulga, insanların artık yeniden borçlanacak kapasitesinin olmadığını söyledi.
“BU İŞLERİN BÖYLE OLMAMASI LAZIM”
Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun sivil toplum örgütleri ve akademisyenlerle gerçekleştirdiği ekonomi toplantısını hatırlatan Tulga, toplantıda bulunduklarını ve ortaya ciddi bir paket koyduklarını kaydetti. Tulga, “Ortada gerçekten hiçbir şey yok. Bu işlerin böyle olmaması lazım” dedi.
Oturup tartışmak, eksiğin ve gediğin ortaya konulması gerektiğini söyleyen Tulga, şu an tartışma olmadığını, uygulanan tarzın bir yere götürmeyeceğini belirtti.
“ALINAN KARARLARDA ÖZEL SEKTÖR YOK”
Pandemiden bu yana hükümetin tamamen devlet giderlerini karşılamaya endekslendiğini kaydeden Tulga, “20 Mart 2020’den bu yana alınan bütün kararlarda özel sektör, özel sektör çalışanı, esnaf, zanaatkâr, ihtiyaçlı kesim yok” dedi.
Devletin ‘kamu çalışanı ödenirse her şey düzelecek’ tutumunda olduğunu anlatan Tulga, “Bu tutum bizi dibe vurdurdu” dedi.
Koordinatör Tulga, hükümetin sergilediği bu tutumun artık memuru da etkilediğini dile getirerek, orta düzey memurun yerlerde süründüğünü ifade etti.
“AÇIK GÖRÜNEN ESNAF BİLE KAPALI”
Salgının başladığı günden bu yana borçların yüzde yüz arttığının altını çizen Tulga, borçların ödenemeyeceği noktada olduğunu söyledi. Tulga, “Açık görünen esnaf bile kapalı” dedi. Tulga, TL’nin değer kaybıyla birlikte esnafın üretme imkânının da ortadan kalktığını söyledi.
Pek çok insanın alım gücünün kalmadığını belirten Tulga, yılbaşına az bir süre kalmasına rağmen, çarşıya çıkan yurttaşın olmadığını ifade etti.
Bu ortamda orta düzey memurun da borç ödeyemez durumda olduğunu belirten Tulga, çalıştayın saptadığı sonucu anlattı.
Tulga’nın ifadeleri şu şekilde:
"Gelirle ve düşen gelirle borç arasında makas açıldı. Devlet müdahale etmek zorunda. Bu sorumluluk, borçlanan, katma değer katan, vergisini ödeyen insanlara yüklenemez. Devlet bin 500 TL’lik iki katkı yaptı. Aradan 2 yıl geçti. Kendisi ödemeleri tam aldı. Seni yok saydı; ama o ödenmeye devam etti. Burada kısmen de olsa bir tasarruf yapılabilirdi. İyiden gelirler düştü. Şu maaşlar üzerinden müdahale etmek bu noktada mümkün değil.”
Tulga, Türkiye ile enflasyon farkının konuşulması gerektiğini de belirtti.
“AZ KAZANANDAN AZ, ÇOK KAZANANDAN ÇOK ALMAN GEREKMİYOR MU?”
Vergi konusuna değinen Hürrem Tulga, lüks araç sahipleriyle diğer araç sahiplerinin aynı seyrüsefer ücreti ödediğini ifade ederek, emlak konusunda da durumun aynı olduğunu söyledi.
Devletin buralardan gelir elde etmesi gerektiğini kaydeden Tulga, ortada bir adaletsiz yapı olduğunu söyleyerek, hükümete seslendi, “Az kazanandan az, çok kazanandan çok alman gerekmiyor mu?” dedi.
Gümrük girişlerinde kura göre vergi alındığını hatırlatan Tulga, alım gücü düşerken, devletin fazlasının fazlasını almaya çalıştığını ifade etti.
Belirlenen asgari ücretle ilgili de ifadeler kullanan Tulga, “Birilerinin yardımcı olması lazım. 7 bin brüt denen asgari ücret 8 bin 50’dir. Ciroların düştüğü, her şeyin pahalılaştığı bir ortamda, 8 bin 50 bir çalışan için az; ama bir işletme için gerçekten yüz. Birileri elini taşın altına koymalı” dedi.
