banner31
banner6

Zanaatkarın Emeği ve Onuru Plansızlığa Kurban Ediliyor: Kuzey Kıbrıs’ta Esnafın Varolus Mücadelesi Bir Memleket Meselesidir

25 Aralık 2025 Perşembe 10:49
21 Okunma
Zanaatkarın Emeği ve Onuru Plansızlığa Kurban Ediliyor: Kuzey Kıbrıs’ta Esnafın Varolus Mücadelesi Bir Memleket Meselesidir

2026’ya girerken Kuzey Kıbrıs’ta esnaf ve zanaatkar olmanın anlamı köklü biçimde değişmiştir. Bugün bu ülkede lokantasından terzisine, tamircisinden kuaförüne, küçük atölye sahibinden hizmet üreten her zanaatkara kadar binlerce insan yalnızca mesleğini sürdürmeye çalışmıyor; aynı zamanda plansızlık, denetimsizlik ve ekonomik belirsizlik karşısında ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bu nedenle esnafın yaşadığı sorun, kişisel beceri ya da piyasa dalgalanmasıyla açıklanabilecek bir durum olmaktan çıkmış, açık bir ekopolitik krize dönüşmüştür.

Zanaatkarlık Kuzey Kıbrıs’ta yalnızca bir geçim yolu değildir. Esnaf, kentin gündelik hayatını ayakta tutan, kayıtlı ekonomiyi taşıyan ve toplumsal dengeyi koruyan temel unsurlardan biridir. Bu yapı zayıfladığında yalnızca bazı dükkanlar kapanmaz; kent yaşamı bozulur, ekonomik adalet duygusu aşınır ve orta direk sessizce çöker. Bugün yaşanan tam olarak budur. Emeğin değeri düşmekte, ustalık görünmez hale gelmekte, mesleki onur plansızlığın gölgesinde erimektedir.

Son yıllarda esnafın en büyük sorunu, nitelikli emeğin karşılığını alamamasıdır. Artan maliyetler, dövize bağlı girdiler ve kontrolsüz rekabet ortamı, yılların emeğiyle ayakta duran zanaatları sürdürülemez hale getirmiştir. El emeği, ustalık ve deneyim; ucuz hizmet baskısı altında değersizleşmektedir. Bu durum yalnızca kazancı düşürmüyor, aynı zamanda hizmet kalitesini, meslek ahlakını ve toplumsal güveni de aşındırıyor.

Kuzey Kıbrıs’ta bu tablonun derinleşmesinde belirleyici olan unsurlardan biri, ülkesel fizik planlama ve imar politikalarındaki kronik eksikliktir. Uzun yıllardır bütüncül bir yaklaşımla ele alınmayan, uygulamada denetim mekanizmaları zayıf kalan planlama anlayışı, ekonomik hayatı fiilen başıboş bırakmıştır. Buna tutarlı bir nüfus politikasının olmayışı eklendiğinde, kentler ve yerleşim alanları ihtiyaca göre değil, rastlantısal biçimde büyüyen yapılara dönüşmüştür.

Nüfusun nerede, hangi hızla ve hangi altyapı kapasitesiyle artacağına dair sağlıklı bir öngörü olmadan; konut alanları, apartman daireleri ve müstakil evler zaman içinde kontrolsüz biçimde ticari faaliyet alanlarına dönüşmüştür. Bu dönüşüm serbest piyasanın doğal bir sonucu değil, açık bir yönetişim eksikliğinin ürünüdür. Ekonomik faaliyet alanlarının bu şekilde dağılması kayıt dışı ekonomiyi beslemekte, ruhsatlı çalışan, vergisini ödeyen ve kira yükü taşıyan esnafı açık biçimde dezavantajlı duruma düşürmektedir.

Bugün ülekemizde birçok hizmet sektöründe kazancın her yıl biraz daha geriye gitmesinin temel nedenlerinden biri, işyeri sayısının gerçek ihtiyaç ve nüfus kapasitesi gözetilmeden artmasıdır. Nüfus planlaması yapılmadan açılan her yeni işyeri yalnızca rekabeti artırmamakta; emeğin değerini düşürmekte ve piyasanın dengesini bozmaktadır. Bu durum ekonomik büyüme değil, ekopolitik aşınma üretmektedir.

Ekopolitik açıdan bakıldığında Kuzey Kıbrıs’taki esnaf yalnızca iç piyasa koşullarıyla değil, yapısal bir maliyet baskısıyla karşı karşıyadır. Özellikle hizmet sektörlerinde kullanılan hammadde,sarf malzemeler, ekipmanlar ve teknolojik girdilerin önemli bir bölümü ithalata dayalıdır. Gelirini yerel para üzerinden elde eden işletmeler, maliyetlerini döviz üzerinden karşılamak zorunda kalmaktadır. Bu dengesizlik zamanla sermayenin erimesine ve işletmelerin ömrünün kısalmasına yol açmaktadır.

Bu yükün üzerine sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı primleri, belediyelerin aldığı harçlar, stopajlar ve artan enerji maliyetleri eklendiğinde, esnaf ürettiği değerden çok taşıdığı yüklerle tanımlanan bir konuma sürüklenmektedir. Kazancını cebine koyamadan farklı kalemler arasında dağıtan bir esnaf yapısı, ne ekonomik olarak ne de toplumsal olarak sürdürülebilirdir.

İstatistikler bu tabloyu doğrulamaktadır. İstisnai örnekler dışında işletmelerin önemli bir bölümü beş yılını dolduramadan kapanmaktadır. Bu durum Kuzey Kıbrıs’ta ekonomik istikrarın ne kadar kırılgan olduğunu açıkça göstermektedir. Tüm giderler çıktıktan sonra ailesini geçindirmekte zorlanan esnaf, bugün bir başarı hikayesinin değil, yapısal bir yönetişim zafiyetinin taşıyıcısı haline gelmiştir.

Bu noktada artık şu gerçeği açıkça söylemek gerekir; Kuzey ülkemizde esnafın yaşadığı kriz piyasanın doğal sonucu değildir. Bu kriz, plansızlığın, denetimsizliğin, nüfus politikasızlığın ve kamusal sorumluluk eksikliğinin bir ürünüdür. Çözüm bireysel fedakarlıklarda ya da esnafın daha fazla dayanmasında değil; kamu politikalarının bütünlüklü biçimde yeniden ele alınmasındadır.

Hükümetlerin ve yerel yönetimlerin sorumluluğu burada nettir. Konut alanlarının kontrolsüz biçimde ticari faaliyetlere açılmasına son verilmeden, kayıt dışı ekonomiyle ciddi ve bütünlüklü bir mücadele yürütülmeden, ülkesel fizik planlama ve imar politikaları nüfus gerçekliğiyle birlikte ele alınmadan ve zanaatkarın emeğini koruyacak kapsamlı bir esnaf planlaması hayata geçirilmeden bu kriz aşılamaz.

Unutulmamalıdır ki Kuzey Kıbrıs’ta esnaf yalnızca ekonomik bir aktör değil, toplumsal denge unsurudur. Orta direk zayıfladığında yalnızca piyasa değil, toplum da sarsılır. 2026, bu gerçeğin daha fazla ertelenemeyeceği bir eşiktir. Esnafın emeğini, onurunu ve varolusunu korumak, bu ülkede kamusal yönetişimin en temel sınavlarından biridir.

Mahmut Kanber                                                                                                                                                                                        Siyaset Bilimci/ Yazar                                                                                         [email protected]

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner14