Yaşam Uzunluğu Arttıkça Fizyoterapistlere
Duyulan İhtiyaç Artmaktadır
Lefke Avrupa Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beliz Belgen Kaygısız, 8 Eylül Dünya Fizyoterapistler Günü
nedeniyle açıklamalarda bulundu.
“Doktor tarafından tanısı konulmuş hastaların fizyoterapi ve rehabilitasyon programlarını
düzenleyen ve programı uygulayan biz fizyoterapistler, ortopedi, nöroloji, romatoloji, geriatri,
kalp-damar cerrahisi, spor hekimliği, dermatoloji, el cerrahisi, fiziksel tıp, göğüs hastalıkları,
kardiyoloji, beyin sinir cerrahisi, kadın hastalıkları, onkoloji ve diş hekimliği gibi uzmanlık
alanlarından hasta kabul etmekteyiz” diyen Kaygısız, günümüzde yaşam uzunluğunun
artmasıyla fizyoterapistlere duyulan ihtiyaç da artmakta olduğunu ifade etti.
“Yaşlanma” biyolojik, sosyal ve psikolojik boyutları olan, doğumdan başlayıp ölüme kadar
görülen, büyüme ve gelişme sürecidir. Yaşlılık süreci ilerleyicidir ve zaman geçtikte kişinin
vücut sistemlerinde fonksiyonel yetersizlik ve yaşadığı ortamdaki farklılıklara uyum
sağlayamama görülür. Son dönemlerde teknolojinin gelişmesi ve sağlık alanında yapılan
yenilikler, kişilerin yaşam süresini uzatmış ve yeni bir terim olan “toplumların yaşlanması” bu
yüzyılın önemli gelişmelerinden birisi olmuştur” şeklinde açıklamalarda bulunan Kaygısız,
“Yaşlanmanın olumlu bir deneyim olması için, sağlıklı kalma, topluma katılma ve güvende
olma yaşam süresine eşlik etmelidir” dedi. Dünya Sağlık Örgütü’nün, bu bağlamda “aktif
yaşlanma” terimini benimsediğini ifade eden Kaygısız açıklamasına şöyle devam etti; Aktif
yaşlanma, yaşlanan bireylerin yaşam kalitesini artırmak için sağlık, sosyal katılım ve güvenlik
durumlarını en üst düzeyde tutma sürecidir. "Aktif" kelimesi, yalnızca fiziksel olarak aktif
olma veya işgücüne katılma yeteneğini değil, sosyal, ekonomik ve kültürel işlere sürekli
katılımı da ifade eder.
Fizyoterapistlerin başlıca rolü, hastanın fiziksel ve fonksiyonel kapasitesini artırmak
Fizyoterapistler tarafından yürütülen fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamalarının, hastalık
ve/veya engellilik durumunda bireyin fonksiyonel kapasitesini en üst düzeye çıkarmak için
yapılan uygulamaların tümü olduğunu belirten Kaygısız, “Global olarak 65 yaş ve üstü nüfus
gün geçtikçe artması sağlık uygulamalarının, koruyucu önlemlerin ve rehabilitasyonun
gelişmesine neden olmuş ve bu alanda çalışan fizyoterapistlere duyulan ihtiyaç da artmıştır”
dedi. Fizyoterapistlerin bu alandaki başlıca rolünün, hastanın fiziksel ve fonksiyonel
kapasitesini artırmak olduğunu söyleyen Kaygısız, “Bu amaçla eklem hareket açıklığının, kas
gücünün, fonksiyonel mobilitenin değerlendirilmesi ve tedavisi, dayanıklılık, denge ve
koordinasyonun değerlendirilmesi ve geliştirilmesi önemlidir. Ayrıca, ağrı, kas spazmı ve