Yurt Dışında Yaşayan Kıbrıslı Türkler Derneği tarafından Avrupa Birliği (AB) sözcüsünün KKTC yargısına ‘sözde’ ifadelerini kullanmasına tepki gösterildi.
Dernekten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Avrupa Birliği yetkililerinden birinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve yargımızı “sözde yargı sistemi” olarak nitelendiren son açıklamasını kesin bir dille reddediyoruz. Bu tür bir beyan kabul edilemez, yanıltıcıdır ve AB’nin Rum tarafı lehine yerleşik tarafgirliğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
KKTC demokratik kurumlarıyla, bir anayasaya ve uluslararası normlara uygun şekilde işleyen bağımsız bir yargıya sahip, tam teşekküllü bir Devlettir. Mahkemelerimiz adaleti tarafsız biçimde tesis etmekte, hukukun üstünlüğünü gözetmekte ve köken ya da milliyet ayrımı gözetmeksizin tüm bireylerin haklarını güvence altına almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahi kararlarında KKTC yargısının etkinliğini ve meşruiyetini tanımaktadır. Dolayısıyla kurumlarımızı küçümsemeye yönelik her girişim asılsız olduğu kadar adaletsizdir.
Ne yazık ki bu, AB’nin tarafgirliğine dair ilk örnek değildir. 2004 yılında Kıbrıs Türk halkı, adada kapsamlı bir çözüm öngören BM Kapsamlı Çözüm (Annan) Planı’nı büyük çoğunlukla desteklemiş; buna karşın Kıbrıs Rum halkı eşzamanlı ve ayrı referandumlarda planı reddetmiştir. Buna rağmen, AB’nin katılım kriterleri ve 1960 Antlaşmaları hiçe sayılarak, Türk tarafına verilen sözler görmezden gelinmiş ve ödüllendirilen taraf Rumlar olmuştur. AB’nin, açık taahhütlerine rağmen Kıbrıs Türk halkının izolasyonunu sona erdirememesi, süregelen bir adaletsizlik kaynağı olmuştur.
Son açıklama bu yaraya tuz basmıştır. Kıbrıs Türk halkının iradesini tanımak ve işleyen demokratik kurumlarımıza saygı göstermek yerine, AB bir kez daha Rum tarafının söylemlerini tekrarlamış; bu tutumuyla Kıbrıs meselesinde tarafsız ve yapıcı bir aktör olarak güvenilirliğini bir kez daha olmadığını ve olamayacağını göstermiştir.
KKTC yargısının bağımsız, meşru ve devletimizin demokratik dokusunun ayrılmaz bir unsuru olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. KKTC, hukukun üstünlüğünü korumaya ve tüm vatandaşlarının haklarını güvence altına almaya devam etmektedir. Avrupa Birliği’ni, tek taraflı söylemleri terk etmeye; sahadaki gerçekleri ve Kıbrıs Türk halkının asli haklarını tanıyan adil ve dengeli bir yaklaşım benimsemeye davet ediyoruz. Devletimize ve kurumlarımıza saygı, eşitlik ve tanınma temelinde bir anlayış geliştirilmesi, ancak bu şekilde kalıcı ve adil bir çözüme yönelik anlamlı ilerlemenin önünü açabilecektir.”