Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Hasan Taçoy, Çevre Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, ülkemizde çevre konusunda kronik sorunlar bulunduğuna işaret ederek, bu konuda herkese görev düştüğünü, ancak en önemli görevin hükümette olduğunu vurguladı.
Taçoy mesajında şunları kaydetti:
“Her yıl olduğu gibi bu yıl da 5 Haziran’da çevrenin korunması ve bu yönde bir farkındalık yaratılması için çabalayacağız.
Ancak ne yazık ki ne yaparsak yapalım yeterli olmayacak. Çünkü çevreye çok büyük tahribatlar verdik.
Günümüzde çevre konusundaki sorunları  iki boyutta yaşıyoruz. Ülkesel anlamda ve küresel anlamda.
Hem ülkemizde yer alan çevre sorunlarının yarattığı olumsuzluklarla baş etmeye çalışıyoruz, hem de küresel anlamda gelinen noktanın sonuçlarını yaşıyoruz.
Ülkemiz çok ciddi çevre sorunlarıyla karşı karşıya bulunmaktadır. Ne yazık ki çevreye karşı sorumluluklarımızı yerine getirmiyoruz. Bu eksiklik hem bireysel açıdan hem de devlet açısından yaşanmaktadır.
Bireyler olarak gereken özeni göstermediğimiz gibi, yaşanan olumsuzluklara da çoğumuz tepkisiz kalmaktayız. Oysa hepimizin bu konuda yapabileceği o kadar çok şey var ki!
Ama en kötüsü çevrenin korunması konusunda hükümetimiz ne yazık ki bir bütünlüklü politika ortaya koyamadı. Bu konu çevre bakanlığı ile sınırlı kaldı. Ancak her bakanlığın bu konuda yapabileceği, yapması gereken bir çok şey var. Sadece sivil toplum örgütlerinin gösterdiği gayrete sözlü destek olmak yetmez. Hükümetin bir önder olarak konuya dahil olması ve hatta başı çekmesi gerekmektedir.
Sadece çöp toplamakla bu işi çözemeyiz. Bilinçsiz kişilerin yarattığı kirliliği ortadan kaldırmanın yeterli olmayacağını daha kaç kere ispatlamamız gerekir?
Hükümetin öncelikle katı atıklar için kalıcı bir çözüm üretmesi ve buna herkesin dahil olmasını sağlaması gerekmektedir. Aynı kanalizasyonda olduğu gibi. Konuyu sadece yerel yönetimlere bırakmak insanları kaderine terk etmek demektir. Ülkesel bir politika ile bu sorunları tarih yapmamızın zamanı geldi ve geçmekte.  
Doğal kaynakların dikkatli ve özenli bir şekilde kulanılması konusunda da iyi bir noktada değiliz. Hem yer altı hem de yer üstü kaynaklarımızı koruyacak bir yapıyı oluşturmalıyız.
Çevreye duyarlı insan sayısının bu kadar fazla olduğu bir ülkede çevrenin içerisinde bulunduğu durum asla kabul edilemez.
Unutmayalım ki, çevreye göstereceğimiz özen, çocuklarımızın geleceği için atacağımız doğru bir adım olacaktır.
Bilinçli bir toplum yaratmak adına hepimize düşen görevler olduğunu anımsatır, bugün vesilesiyle herkesi bir kez daha çevre konusunda duyarlı olmaya davet ederim...”