Gazze’de imzalanan Trump Barış Antlaşması, 20’den fazla ülke tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Bu gelişme, bölgede yıllardır süren çatışmaların sona ermesi adına umut verici bir adım. Ancak geçmişteki ateşkes anlaşmalarında olduğu gibi, İsrail’in bu süreci kendi lehine çevirip yeni bir saldırı başlatma ihtimali göz ardı edilmemeli. Bu nedenle, sadece imza atan ülkeler değil, uluslararası toplumun tamamı bu sürecin güvenilirliğini sağlamak adına yaptırımlar uygulamalı ve süreci yakından takip etmelidir.
İsrail ve Filistin’in iki devletli çözüm yoluna girmesi, geçmişte yaşanan acıları tamamen silemese de, gelecekte yaşanabilecek trajedilerin önüne geçebilir. Bu noktada Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası arenadaki rolü bir kez daha ortaya çıkmıştır. Türk milletinin vicdanı, bu barış sürecinde önemli bir mihenk taşı olmuştur. Çünkü bu savaşlarda sadece Gazze ve İsrail değil, insanlık da ağır yara almıştır. Adaletin tesisi yalnızca bu bölgede değil, dünyanın her köşesinde sağlanmalıdır. Aksi takdirde, insanlığın kendi sonunu hazırladığı bir gelecekle karşı karşıya kalabiliriz.
Bugün gördüğümüz ulusal kamuoyu baskısı, savaşın seyrini değiştirecek kadar etkili olmuştur. Bu vicdani duruş, barışın sadece diplomatik değil, insani bir mesele olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Aynı şekilde, Kıbrıs sorunu da insanlık değerleri çerçevesinde iki devletli bir çözüme kavuşmalıdır. İsrail-Filistin örneğinde olduğu gibi, Kıbrıs’ta da iki halkın tarihsel acıları, etnik ve kültürel farklılıkları göz önüne alındığında, federasyon ya da konfederasyon gibi yapılar sürdürülebilir değildir. Her iki tarafın farklı yaşam biçimleri ve beklentileri, ayrı devletler çatısı altında daha sağlıklı bir şekilde var olabilir.
Bu seçim sürecinde, 20’den fazla ülkenin Gazze’de onayladığı ilkelerin Kıbrıs için de geçerli olması gerektiğini unutmamalıyız. Her barış antlaşması barışı getirmez; nitekim İkinci Dünya Savaşı’nın en büyük sebeplerinden biri Versay Barış Antlaşması’dır. Tarihten ders almalı, bir Versay benzeri federasyon devleti kurma hatasına düşmemeliyiz.
Bu nedenle, Kıbrıs’ın güzel günleri için iki ayrı devletin kurulması kaçınılmazdır. Umuyorum ki Rum komşularımız da bu gerçeği en kısa zamanda anlayacaktır. Çünkü gerçek barış, sadece imzalarla değil, halkların vicdanında ve yaşamında yer bulduğunda mümkündür.