Ulusal Birlik Partisi’nin Güzelyurt bölgesinin önemli isimlerinden Cemal Redif kişisel hesabından yaptığı açıklamada “Ne yazık ki, partimiz içinde seçim arifelerinde hep yanlış işler yapıldı. Dün de oldu, bugün de oluyor: yeni işe alımlar, bazı kişilere imtiyazlı kararlar, koltuk hesapları… Bunlar elbette doğru değil. Bunlar partiyi yıpratıyor, vatandaşı kızdırıyor, haklı tepkilere yol açıyor. Ancak bu hataları bahane ederek partiyi terk etmek, istifa etmek, davadan vazgeçmek bana göre çok daha büyük bir yanlış olur” dedi.
Redif açıklamasına şöyle devam etti;
Ben Cemal Redif. Bu partiye ve bu davaya gönül vermiş, devletine hizmet etmiş biriyim. Hayatım boyunca Ulusal Birlik Partisi’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaşaması için mücadele ettim.
Ben kendim de haksızlığa uğradım. Görevden alındım, üstelik muhalefet tarafından değil, kendi partim tarafından. Üstelik dürüstlüğüm, adaletli duruşum ve şerefiyle hareket etmem yüzünden. En çok benim isyan etmem, partiden kopmam gerekirdi belki. Ama ben susmayı, sabretmeyi ve davama sahip çıkmayı seçtim. Çünkü biliyorum ki bu dava kişilerle, makamlarla sınırlı değildir.
Bugün bazı partililerimiz kırgınlıkla, öfkeyle istifa yolunu seçiyor. Ama unutmayalım: Biz partimizi terk ederek aslında kendi davamızı cezalandırıyoruz. Biz bindiğimiz dalı kesiyoruz. Çünkü günün sonunda muhalefet kazandığında kaybedecek olan yine biziz, yine Kıbrıs Türk halkıdır.
Dünya yangın yeri… Filistin’de yaşananlar ortada, Ukrayna’da savaş devam ediyor, İsrail’in saldırganlığı gözler önünde. Güney Kıbrıs’ın tutumu ve hedefleri hepimizin malumu. Bugün bizim yanımızda duran tek güç, anavatan Türkiye’dir. Böyle bir ortamda, bizim en son yapmamız gereken şey birbirimize düşmek, kendi evimizi dağıtmaktır.
UBP aslında büyük bir ailedir. Her ailede tartışmalar, kırgınlıklar, zaman zaman yanlış kararlar olabilir. Ama aile dediğin yer, insanın en zor zamanda sırtını yasladığı yerdir. UBP kurulduğu günden bugüne ne yazık ki tam bir bütün olmak yerine çoğu zaman kendi kendimize zarar verdik. Artık bu kısır döngüyü kırmak zorundayız. Bugün en çok ihtiyacımız olan şey birliktir, kenetlenmektir. Vakti geldiğinde, zamanı doğru olduğunda elbette gereken değişiklikleri yaparız. Yanlış yapanı uyarırız, gerekirse yolları ayırırız. Ama bugün ayrışma değil, birleşme günüdür.
Ben şahsen partimden istifa etmiyorum, etmeyi de asla düşünmüyorum. Çünkü biliyorum ki UBP yaşarsa KKTC yaşar.
19 Ekim seçimleri sadece bir seçim değil, bu halkın geleceği için hayati bir dönüm noktasıdır.
Benim davam, Ulusal Birlik Partisi’nin davasıdır. Benim davam, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sonsuza kadar yaşamasıdır.
Bugün kırgın olabilirim, haksızlığa uğramış olabilirim. Ama istifa ederek değil, sahip çıkarak mücadele edeceğim. Çünkü bu dava kişilerin değil, milletindir. Ve millet için tek yol, birlik olmaktır.