Ulusal Birlik Partisi Girne Milletvekili Dr. Hasan Küçük, Kıbrıs TV’de yayınlanan Kıbrıs’ta Sabah programına katılarak Eda Sinanoğlu’nun sorularını yanıtlayarak Kıbrıs meselesine ve Gazze barış anlaşmasına dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Küçük, İsrail’in Gazze’deki stratejik hesaplarının uluslararası irade sayesinde bozulduğunu belirterek, benzer bir kararlılığın Kıbrıs’ta da gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
“İsrail’in Gazze’deki hesapları uluslararası iradeyle bozuldu; şimdi sıra Kıbrıs’ta yıllardır sürdürülen federasyon oyununun son bulmasında” diyen Küçük, Kıbrıs’ta iki devletli çözüm modelinin artık kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Federasyon önerilerinin tarihsel gerçeklerle bağdaşmadığını savunan Küçük, bu modelin halkın iradesiyle örtüşmediğini söyledi.
İki devletli çözüm modelini savunduklarını belirten Küçük, federasyon önerilerine karşı olduklarını vurguladı. Tartışmaların esas konudan uzaklaştığını ifade eden Küçük, muhalefeti somut fikirlerle kamuoyunun karşısına çıkmaya davet etti.
Küçük, “Biz esası konuşmak istiyoruz. Karşı olanlar neden karşı olduklarını açıkça ortaya koymalı. Hangi federasyon modelini savunuyorsunuz? Masada neyi konuşacaksınız?” diyerek muhalefetin net bir duruş sergilemediğini söyledi.
“Yapıcı muğlaklık” söylemiyle altı boş öneriler sunulduğunu belirten Küçük, muhalefetin nabza göre şerbet verdiğini, halkın beklentilerine göre şekil değiştiren söylemlerle süreci sulandırdığını ifade etti.
Kıbrıs’ta 51 yıldır farklı çözüm modellerinin tartışıldığını hatırlatan Küçük, 1987’den bu yana Kıbrıs’la ilgili yasa tasarılarının kamuoyuna sunulmadığını söyledi. KKTC’nin egemenliğini savunan Küçük, halkın bu süreçte devlet kavramına daha fazla sahip çıktığını ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni benimseyen kesimlerin arttığını belirtti.
Kampanya sürecinde halk kavramının öneminin daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Küçük, “Devletim demeyen, KKTC’yi reddeden bazı kesimler de zorlansa da artık ‘devletim’ diyebilecek noktaya geldi. Hayatlarında KKTC bayrağını, Türkiye Cumhuriyeti bayrağını taşımak istemeyen arkadaşlar, medyada konu olduğu için de olsa bu bayrakları taşımaya başladı. Bu durum, bir kavramın çok daha ötesinde, özgürlük ve bağımsızlık karakteriyle yorumlanmalı” ifadelerini kullandı.
Güney Kıbrıs’ın İsrail, Fransa ve ABD ile yaptığı askeri iş birliklerine dikkat çeken Küçük, Rum kesiminin bütçesinin büyük kısmını silahlanmaya ayırdığını ifade etti. Bu durumun barışa hizmet etmediğini savunan Küçük, kamuoyunun bu silahlanma faaliyetlerinden rahatsız olduğunu dile getirdi.
Enosis fikrinin Rum toplumunda hâlâ canlı olduğunu belirten Küçük, 2017 yılında Rum Temsilciler Meclisi’nin 1950’deki Enosis plebisitinin yıl dönümünün okullarda anılması yönünde karar aldığını hatırlattı. Bu kararın kaldırılmamasının tarihsel güvensizliği pekiştirdiğini söyledi.
Küçük, KKTC’nin Türk dünyasıyla ortak kültür ve inanç temelinde yakınlaştığını, bu doğrultuda önemli adımlar atıldığını ifade etti. Kıbrıs meselesinin bir dava olduğunu vurgulayan Küçük, çözüm sürecinde muhatapların kim olduğunun iyi analiz edilmesi gerektiğini belirtti.
Programın sonunda Dr. Küçük, Gazze’de imzalanan Trump barış antlaşmasına da değinerek, 20’den fazla ülkenin bu anlaşmayı desteklediğini hatırlattı.
İsrail’in daha önceki ateşkes süreçlerinde olduğu gibi bu anlaşmayı suistimal etmemesi gerektiğini vurgulayan Küçük, barışın kalıcı olması için uluslararası yaptırımların şart olduğunu ifade etti.
İki devletli çözümün sadece Gazze ve İsrail için değil, Kıbrıs için de geçerli bir model olduğunu belirten Küçük, “Tarihten gelen acılar, etnik ve kültürel ayrışmalar federasyonla değil, iki ayrı devletle çözülebilir. Her barış antlaşması barışı getirmez. Bizler tarihten ders alarak Kıbrıs’ın güzel günleri için iki ayrı devlet olmak zorundayız. Umarım Rum komşularımız da bunu yakın zamanda anlayacaktır” dedi.
14 Ekim 2025 Salı 10:37
22 Okunma
