Bizler, Malazgirt’ten İstanbul’a, Mohaç’tan Sakarya’ya, Kafkasya’dan Çanakkale’ye, Bağdat’tan Doğu Akdeniz’e kadar uzanan şanlı tarihimizin mirasçılarıyız. Sultan Alparslan’ın 1071’de Malazgirt Zaferi ile Anadolu’nun kapılarını açtığı gün, Türk milletinin kaderi yeni bir yola girdi. O gün atılan adım, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesiyle taçlandı, Kanuni Sultan Süleyman’ın adalet anlayışıyla güçlendi, Bağdat Fatihi IV. Murat’ın sert iradesiyle pekişti ve Gazi Mustafa Kemal’in bağımsızlık mücadelesiyle ebediyen mühürlendi.
Türk milletinin tarihinde teslimiyet yoktur! Malazgirt’te Sultan Alparslan’ın “Size öyle bir vatan bıraktım ki ebediyen sizin olacaktır” diyerek başlattığı mücadele, bizlere asla geri adım atmama iradesini miras bıraktı. İstanbul’un fethi ile çağ açan Fatih Sultan Mehmet, adaletin simgesi Kanuni Sultan Süleyman, devlet disiplinini koruyan Sultan IV. Murat ve Türk milletinin bağımsızlık ateşini yakarak modern Türkiye’yi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu yüce mücadelenin en büyük temsilcilerindendir.
Kafkasya Cephesi’nde, Enver Paşa’nın Türk milletinin varlığı için verdiği mücadele, bizlere cesaret ve fedakârlığın en büyük örneklerini sundu. Her cephede, her savaşta, Türk milletinin hürriyet uğruna gösterdiği azim hiçbir zaman sönmedi.
Türklük bir bayrak, bir inanç ve bir ülküdür. Bizler sadece tarihimize bağlı değiliz, aynı zamanda Türk milletinin ebediyen hür ve bağımsız kalması için omuz omuza yürüyen neferleriz. Hiçbir zaman zulme boyun eğmeyen, hiçbir vakit esaret kabul etmeyen Türk milleti, tarih boyunca bağımsızlığını her şartta korumuş ve sonsuza dek koruyacaktır!
Doğu Akdeniz’de Türk devletlerinin son sancağı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, tıpkı Malazgirt’ten bugüne uzanan destansı mücadelemiz gibi sonsuza dek var olacaktır!
Bu bağımsızlık yolunda, Doktor Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, varoluş mücadelesini sürdürerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bugünlere taşıyan liderler olmuşlardır. Doktor Fazıl Küçük, Kıbrıs Türklerinin haklarını savunmak için yılmadan mücadele etmiş, Rauf Denktaş ise bu mücadeleyi devletleşme süreci ile taçlandırarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlık mücadelesine önderlik etmiştir.
Bugün biz burada binlerce yıllık bir davanın neferleri olarak varız. Gün gelecek, yüzler, binler, milyonlar, yüz milyonlar tek yürek olacak ve Türk milletinin ebedi varlığı için haykıracak: Allah Türk’ü korusun!
Ne mutlu Türk’üm diyene!