Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 23 Ekim Perşembe günü gerçekleştirdiği toplantıda politika faizini 100 baz puan indirerek %39,5 seviyesine çekti. Ancak bu adım, piyasalarda beklenen etkiyi yaratmadı. Ekonomist Ahmet Melih Karavelioğlu, indirimin sınırlı etkisini, Ekim ayı enflasyonunun %3 civarında gerçekleşeceğine dair öncü göstergelere bağladı.
Karavelioğlu, Ekim ayında %2 ve üzeri enflasyon gerçekleşmesi durumunda, 2025 yılının %33’ün biraz üzerinde bir yıllık enflasyonla kapanabileceğini belirtti. Bu oranın, 2026 yıl sonu için belirlenen %16’lık hedefle kıyaslandığında oldukça yüksek olduğunu vurgulayan Karavelioğlu, “Bu tablo, mevcut ekonomik sorunların yalnızca para politikasıyla değil, daha geniş kapsamlı maliye politikası ve yapısal reformlarla ele alınması gerektiğini gösteriyor” dedi.
Son dönemde altın fiyatlarında yaşanan düşüşü değerlendiren Karavelioğlu, bu hareketin sert yükseliş trendlerinde sıkça görülen tipik bir piyasa düzeltmesi olduğunu ifade etti. Altın fiyatlarını yukarı taşıyan temel faktörlerin hâlâ geçerli olduğunu belirten Karavelioğlu, “Piyasa beklentisi, altın fiyatlarında yükselişin devam edeceği yönünde. Aracı kurumlar bu geri çekilmeyi pozisyon artırmak için bir fırsat olarak görüyor” dedi.
Enflasyon görünümündeki bozulma ve faiz indirimlerinin sınırlı kalacağı beklentisi, hisse senedi piyasalarında temkinli bir duruşu beraberinde getirdi. Karavelioğlu, “Faiz düşmesine rağmen yükseliş potansiyeli zayıf olan hisselerdeki ağırlığın azaltılması, yatırımcılar açısından daha sağlıklı bir strateji olabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Karavelioğlu, mevcut ekonomik ortamda yatırımcıların portföylerini çeşitlendirmeleri, altın gibi güvenli limanlara yönelmeleri ve hisse senetlerinde seçici davranmaları gerektiğini vurguladı. “Enflasyonist baskıların sürdüğü bir dönemde, kısa vadeli dalgalanmalara karşı temkinli olmak büyük önem taşıyor” dedi.
