Seçimi kaybettiklerini Meclis’e sundukları karar önerisiyle ilan ettiler

Meclis’e sunulan “karar önerisi” bir hiledir ve seçimi kaybettiklerinin ilanıdır.
Ama çok daha önemlisi bir devletin “kuruluş” iradesini yok saymaktır.

Açık çağrımızdır! 
Sayın Erin Tatar’ın seçimi kaybettiğinin açık ilanı olan bu girişimden vazgeçsinler.

Cumhuriyet Meclisi gündemine getirilmek istenen karar önerisi, seçime sayılı günler kala yapılmış bir hiledir. Bu girişim, halkın iradesine saygısızlık olduğu gibi, demokrasiye ve demokratik teamüllere de ağır bir darbedir. Dahası, Türkiye’nin adada meşru konumunu uluslararası hukuk önünde tartışmalı noktaya getirecek ağır bir sorumsuzluktur. 
Halkın gailesini çekmeyen ve tek dertleri makamda tek bir gün fazladan kalabilmek olan zihniyetin halkımızı ayrıştırma çabaları artık tahammül edilemez bir noktaya gelmiştir.

Halkımız 19 Ekim’de kendisini ciddiyetle, saygınlıkla ve tarafsızlıkla temsil edecek Cumhurbaşkanı’nı seçecektir.

Cumhurbaşkanlığı seçimine farklı anlamlar yükleme çabasındaki bu zihniyet halkımızı bölemeyecektir.

Halkın egemenliğinin ve varlığının anayasal sembolü olan Cumhurbaşkanın yetkilendirildiği iradeye uygun davranmasını engellemeye, hatta halk iradesini ipotek altına almaya çalışanlara elbette izin verecek değiliz. 
“Yeni siyaset” denilerek ileri sürülen argümanlar, bugüne kadar ne Kıbrıs Türk Halkı’na bir yarar sağlamıştır, ne de uluslararası alanda inandırıcı bir karşılık bulmuştur. Sayın Ersin Tatar’ın, göreve geldiği günden bu yana, beş yıldır bir türlü izah edemediği siyasetini, seçim öncesinde Meclis gündemine getirme çabası, kendi siyasi itibarını daha da zedeleyecek ve her gün azalmakta olan kendisine duyulan güveni daha da aşağılara çekmekten başka bir işe yaramayacaktır.
KKTC Bağımsızlık Bildirgesi ve onun zemin teşkil ettiği Anayasa bu halkın yol haritasıdır. 15 Kasım 1985 tarihli Karar ve Bağımsızlık Bildirgesinde, sonrasında Meclisin oy birliği ile aldığı birçok kararda ve Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda yapmış olduğu değerlendirmelerde de açıkça, KKTC’nin ilanının Birleşmiş Milletler zemininde bir çözüme engel olmayacağı ve bu yoldaki samimi çabaları kolaylaştırabileceği vurgulanmıştır. 
Demokratik teamüllere göre böylesine kritik bir karar için toplumun tüm kesimleriyle istişare edilmesi gerekirken, “Pazartesi komiteyi çağırıyoruz, gelin el kaldırın” anlayışıyla hareket edilmesi, ciddiyetsizliğin bir başka açık göstergesidir.
Çağrımız nettir: İradeye saygı!